Sevgili spor severler; bu yazıyla amacım asla kimseyi yargılamak ya da bir şeyleri öğretmek değil; son dönemde salonlarda, sahalarda yaşadığımız ve hiç karşılaşmayı istemediğimiz davranışların spor yapan ya da bu zevki seyrederek yaşayan çocuklarımızın olumsuz etkilenmesine imkân vermemek. Çünkü çocuklarımız bu ülkenin gelecekleri. Peki, spor yapmak çocuklarımız için ne ifade ediyor?
Spor, çocuklarımızın fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimlerine olumlu katkılarda bulunan, çocukların pek çok farklı yönünü aynı anda destekleyen ve geliştiren önemli bir faaliyettir ve çocukların sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olur. Düzenli egzersiz yapmak, kas gelişimini destekler, kemik sağlığını artırır, obezite riskini azaltır ve genel fiziksel dayanıklılığı artırır. Çocukların koordinasyon, denge, esneklik ve hareket kabiliyetlerini geliştirir. Bu da çocukların bedensel yeteneklerini ve motor becerilerini artırır. Spor, çocukların kendilerine güvenmelerini sağlar ve elde ettikleri başarılar sonucunda özsaygıları artar ve kendilerine olan güvenleri pekişir.
Takım sporları veya grup aktiviteleri, çocukların sosyal becerilerini geliştirmelerine de yardımcı olur. Takım çalışması, empati, dayanışma ve birlikte çalışma becerileri, liderlik ve iletişim gibi önemli sosyal yeteneklerin kazanılmasına katkı sağlar. Spor, çocuklara düzenli olma, disiplinli çalışma ve sorumluluk alma alışkanlıkları kazandırır. Antrenmanlara düzenli katılım, kurallara uyma gibi unsurlar, çocukların bu değerleri öğrenmelerine yardımcı olur.
Ayrıca spor çocukların stresle başa çıkmalarına yardımcı olabilir. Egzersiz yapmak, endorfin (mutluluk hormonu ) salgılanmasını sağlayarak ruh halini iyileştirir ve zihinsel sağlığı destekler. Ancak spor yaparken çocukların güvenliği ve sağlığı da önemlidir. Uygun ekipman kullanımı, doğru tekniklerin öğrenilmesi ve uygun denetim altında spor yapılması, çocukların spor yaparken keyif almalarını ve fayda elde etmelerini sağlar.
Unutulmamalıdır ki; sporcu ve sporcu olma yolunda olan çocukların gelişiminde ailenin etkisi büyük önem taşır. Bu nedenledir ki; her bir aile üyesinin sporcu çocuğun üzerinde sorumluluğu oldukça yüksektir. Bir aile üyesinin şiddete meyilli olması, sporcu bir çocuğun gelişimi üzerinde olumsuz etkiler doğurabilir. Şiddetin aile içinde varlığı, çocuğun duygusal, psikolojik ve sosyal gelişimini etkileyebilir. Şiddete maruz kalan veya şiddeti gözlemleyen çocuklar, stres, endişe, korku ve travma yaşayabilirler. Bu durum, genel mutluluklarını ve ruh sağlıklarını olumsuz etkileyebilir. Spor yaparken böylesi psikolojik durumlar performanslarını etkileyebilir. Sporda rekabetçi bir ortamda bu tarz davranışlar, çatışmalara ve sorunlara yol açabilir. Ayrıca, takım içinde uyumsuzluk ve problemler ortaya çıkabilir. Şiddetin yaşandığı bir ortamda büyüyen çocuklar, kendilerine ve başkalarına karşı güvensizlik duyguları yaşayabilirler. Bu durum, spor alanında kendilerini ifade etme, yeteneklerini sergileme ve takım arkadaşlarıyla etkileşimde bulunmada güçlükler yaşamalarına neden olabilir.
Bu tür durumlarda, çocuğun psikolojik ve duygusal sağlığı önceliklidir. Şiddetin etkisi altında olan bir aile üyesi, çocuğun spor yapma deneyimini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, çocuğun desteklenmesi, korunması ve sağlıklı bir çevrede yetişmesi için profesyonel yardım alınması önemlidir. Psikolojik destek ve rehberlik, çocuğun bu olumsuz etkileri minimize etmesine ve sağlıklı gelişimine katkıda bulunabilir. Ayrıca, çocuğun spor yapabileceği güvenli, destekleyici ve şiddetten uzak bir ortamın sağlanması da son derece önemlidir.
Çocuklar, ailelerinin spor müsabakalarında veya antrenmanlarda aşırı baskıcı veya agresif davranmaları durumunda rahatsızlık duyabilirler. Bu tür davranışlar, çocukların performanslarını ve genel olarak spor yapma deneyimlerini olumsuz etkileyebilir. Ebeveynlerin çocuklarının spor etkinliklerinde sergiledikleri davranış biçimleri, çocukların duygusal ve psikolojik refahlarını önemli ölçüde etkileyebilir. Çocuklar, ebeveynlerinin hakeme veya rakibe karşı saldırgan veya agresif davranmaları, bağırma, aşırı eleştiri veya baskıcı davranışlarının altında stres, endişe veya utangaçlık gibi duygular yaşayabilirler. Bu durum, çocuğun sporu bir zorunluluk olarak görmelerine yol açabilir. Bu tür tutumlar, çocuğun stres seviyesini artırabilir ve spor yaparken kendini rahat hissetmesini engelleyebilir.
Ebeveynler, çocuklarının spor yapma sürecinde onları desteklemeli ve cesaretlendirmelidirler. Olumlu bir yaklaşım sergilemek, çocuğun spor yaparken keyif almasını ve başarılarını daha iyi deneyimlemesini sağlayabilir. Ebeveynler, sporda çocuklarını desteklerken olumlu bir iletişim kurmalı, sabır göstermeli ve onları motive edici bir rol üstlenmelidirler. Olumlu bir atmosfer ve destekleyici bir yaklaşım, çocukların spor yaparken kendilerine güvenmelerini ve yeteneklerini daha iyi geliştirmelerini sağlayabilir.
Hakemlerin veya yetişkinlerin spor esnasında hatalar yapabileceğini kabul etmek, genç sporcular için önemli bir öğrenme ve gelişme fırsatı sunar. Çocuklar, ebeveynlerinin veya yetişkinlerin hatalarını kabul edebilmelerinin ve buna saygı gösterebilmelerinin, sporun sadece başarı ve kazanma üzerine olmadığını anlamalarına yardımcı olur. Çocuklar, ebeveynlerinin destekleyici ve saygılı bir tutum sergilemeleri durumunda, sporu daha keyifli ve verimli bir şekilde yapabilirler.
Bu tutum aynı zamanda, spor etkinliklerinin gerçek amacının rekabetten ziyade, katılım, eğlence, öğrenme ve gelişme olduğunu vurgular. Bu şekilde, çocuklar ebeveynlerinin pozitif ve olgun davranışlarını gözlemleyerek, kendi spor deneyimlerinde de benzer tutumları sergileme eğilimi gösterebilirler.
Spor, sadece fiziksel becerileri geliştirmenin ötesinde, karakter gelişimi için de bir platformdur. Hakemlerin veya yetişkinlerin hatalarını anlayışla karşılamak, genç sporculara empati, hoşgörü, ve saygı gibi değerleri öğretir. Hakemlere karşı anlayışlı ve saygılı olmak, genç sporcuların duygusal zekâlarını, sosyal becerilerini ve genel olarak karakter gelişimlerini olumlu yönde etkileyebilir. Bu tutum ayrıca, genç sporcuların stresi azaltmasına, daha az kaygı duymasına ve sporu daha keyifli hale getirmesine de yardımcı olabilir.
İşte sayın velilerimiz, antrenörlerimiz ve hakemlerimiz, çocuklarımızın her şeye rağmen başarması ve kazanması mı yoksa tüm bu bilimsel veriler ışığında sağlıklı bireyler olarak yetişmesi mi? Eminim bu sorunun cevabını hepimiz biliyor ve doğru olanı arzuluyoruz. Sağlıcakla kalın.
Dr. Rıdvan Peker
16.12.2023
Unutulmamalıdır ki; sporcu ve sporcu olma yolunda olan çocukların gelişiminde ailenin etkisi büyük önem taşır. Bu nedenledir ki; her bir aile üyesinin sporcu çocuğun üzerinde sorumluluğu oldukça yüksektir. Bir aile üyesinin şiddete meyilli olması, sporcu bir çocuğun gelişimi üzerinde olumsuz etkiler doğurabilir. Şiddetin aile içinde varlığı, çocuğun duygusal, psikolojik ve sosyal gelişimini etkileyebilir. Şiddete maruz kalan veya şiddeti gözlemleyen çocuklar, stres, endişe, korku ve travma yaşayabilirler. Bu durum, genel mutluluklarını ve ruh sağlıklarını olumsuz etkileyebilir. Spor yaparken böylesi psikolojik durumlar performanslarını etkileyebilir. Sporda rekabetçi bir ortamda bu tarz davranışlar, çatışmalara ve sorunlara yol açabilir. Ayrıca, takım içinde uyumsuzluk ve problemler ortaya çıkabilir. Şiddetin yaşandığı bir ortamda büyüyen çocuklar, kendilerine ve başkalarına karşı güvensizlik duyguları yaşayabilirler. Bu durum, spor alanında kendilerini ifade etme, yeteneklerini sergileme ve takım arkadaşlarıyla etkileşimde bulunmada güçlükler yaşamalarına neden olabilir.
Bu tür durumlarda, çocuğun psikolojik ve duygusal sağlığı önceliklidir. Şiddetin etkisi altında olan bir aile üyesi, çocuğun spor yapma deneyimini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, çocuğun desteklenmesi, korunması ve sağlıklı bir çevrede yetişmesi için profesyonel yardım alınması önemlidir. Psikolojik destek ve rehberlik, çocuğun bu olumsuz etkileri minimize etmesine ve sağlıklı gelişimine katkıda bulunabilir. Ayrıca, çocuğun spor yapabileceği güvenli, destekleyici ve şiddetten uzak bir ortamın sağlanması da son derece önemlidir.
Çocuklar, ailelerinin spor müsabakalarında veya antrenmanlarda aşırı baskıcı veya agresif davranmaları durumunda rahatsızlık duyabilirler. Bu tür davranışlar, çocukların performanslarını ve genel olarak spor yapma deneyimlerini olumsuz etkileyebilir. Ebeveynlerin çocuklarının spor etkinliklerinde sergiledikleri davranış biçimleri, çocukların duygusal ve psikolojik refahlarını önemli ölçüde etkileyebilir. Çocuklar, ebeveynlerinin hakeme veya rakibe karşı saldırgan veya agresif davranmaları, bağırma, aşırı eleştiri veya baskıcı davranışlarının altında stres, endişe veya utangaçlık gibi duygular yaşayabilirler. Bu durum, çocuğun sporu bir zorunluluk olarak görmelerine yol açabilir. Bu tür tutumlar, çocuğun stres seviyesini artırabilir ve spor yaparken kendini rahat hissetmesini engelleyebilir.
Ebeveynler, çocuklarının spor yapma sürecinde onları desteklemeli ve cesaretlendirmelidirler. Olumlu bir yaklaşım sergilemek, çocuğun spor yaparken keyif almasını ve başarılarını daha iyi deneyimlemesini sağlayabilir. Ebeveynler, sporda çocuklarını desteklerken olumlu bir iletişim kurmalı, sabır göstermeli ve onları motive edici bir rol üstlenmelidirler. Olumlu bir atmosfer ve destekleyici bir yaklaşım, çocukların spor yaparken kendilerine güvenmelerini ve yeteneklerini daha iyi geliştirmelerini sağlayabilir.
Hakemlerin veya yetişkinlerin spor esnasında hatalar yapabileceğini kabul etmek, genç sporcular için önemli bir öğrenme ve gelişme fırsatı sunar. Çocuklar, ebeveynlerinin veya yetişkinlerin hatalarını kabul edebilmelerinin ve buna saygı gösterebilmelerinin, sporun sadece başarı ve kazanma üzerine olmadığını anlamalarına yardımcı olur. Çocuklar, ebeveynlerinin destekleyici ve saygılı bir tutum sergilemeleri durumunda, sporu daha keyifli ve verimli bir şekilde yapabilirler.
Bu tutum aynı zamanda, spor etkinliklerinin gerçek amacının rekabetten ziyade, katılım, eğlence, öğrenme ve gelişme olduğunu vurgular. Bu şekilde, çocuklar ebeveynlerinin pozitif ve olgun davranışlarını gözlemleyerek, kendi spor deneyimlerinde de benzer tutumları sergileme eğilimi gösterebilirler.
Spor, sadece fiziksel becerileri geliştirmenin ötesinde, karakter gelişimi için de bir platformdur. Hakemlerin veya yetişkinlerin hatalarını anlayışla karşılamak, genç sporculara empati, hoşgörü, ve saygı gibi değerleri öğretir. Hakemlere karşı anlayışlı ve saygılı olmak, genç sporcuların duygusal zekâlarını, sosyal becerilerini ve genel olarak karakter gelişimlerini olumlu yönde etkileyebilir. Bu tutum ayrıca, genç sporcuların stresi azaltmasına, daha az kaygı duymasına ve sporu daha keyifli hale getirmesine de yardımcı olabilir.
İşte sayın velilerimiz, antrenörlerimiz ve hakemlerimiz, çocuklarımızın her şeye rağmen başarması ve kazanması mı yoksa tüm bu bilimsel veriler ışığında sağlıklı bireyler olarak yetişmesi mi? Eminim bu sorunun cevabını hepimiz biliyor ve doğru olanı arzuluyoruz. Sağlıcakla kalın.