konyasport.com aracılığıyla, profesyonel sporculuk ve buna eklemlenen akademik birikim sayesinde yıllardır naçizane değerlendirmeler yaptığımız, üzerine uzun uzun analizler inşa ettiğimiz Konya sporu ve özellikle de Konyaspor ile ilgili bu satırları sizlere ulaştırma şansına kavuşuyorum. Bu vesile ile kıymetli okuyuculara merhaba derken konyasport.com ailesine de teşekkürlerimi iletiyorum.
Sporun, içinde bulunduğumuz gün itibariyle artık sadece spor olmadığı, herkesin farkına varmaya başladığı bir gerçek. Spor-Siyaset, Spor-Ekonomi, Spor-Kültür, Spor-İletişim gibi sporun diğer toplum kurumları ile ve bizatihi toplumsallaşmanın kendisi ile ilişkileri uzun uzun üzerinde konuşulacak konular. Bu konularla ilgili yeri ve zamanı geldikçe bazı düşüncelerimi paylaşmak isterim. Ancak öyle tahmin ediyorum ki bu köşede çoğu zaman Konyaspor ile ilgili düşünce ve yorumlara yer vereceğiz. Bunu yaparken de elbette sözünü ettiğimiz ilişkiler çerçevesinde yaklaşımlarda bulunma fırsatı yakalayacağız.
O zaman hiç vakit kaybetmeden önümüze bakalım ve Konya spor gündeminin önemli başlıklarına bir göz gezdirelim. Ligde 5. hafta geride kalırken Konyaspor, yıllar önce İstanbulspor’un yaptığını tekrarlayarak (belki de önümüzdeki hafta bu rekoru kıracak) gol yemeden ligin zirvesinde. Geçen yılki Avrupa Kupasına katılma başarısını getiren parlak futbol, takdir edilen takım oyunu neredeyse kaldığı yerden devam ediyor. Elbette araya bir Avrupa Kupasından elenme başarısızlığı sığdırdı bu takım, fakat oradaki başarısızlık ya da yapılan hata, sadece Konyaspor’adeğil Konya sporuna (seyirci hariç tüm paydaşlara) ait. Çokçatartışıldığı ve üzerine neredeyse her şeyin söylendiği İslamiDayanışma Oyunları, bitirilen zemin, bununla ilgili zamanlama… konularına tekrar girmeyeceğim fakat futbol takımının ve seyircinin tüm bu yaşananlar sonunda mağdur olan taraf(lar) olduğunun altını çizmekte fayda var. Neyse ki şu ana kadar alınan sonuçlar, bu nedenle ortaya çıkanmağduriyeti derinden hissettirmedi de kimsenin sesi çıkmıyor.Çünkü yetkili makamların üretmesi gereken çözüm;kombinesi yanan taraftarı korumak ve Konyaspor’un iç saha seyirci avantajını koruyacak bir formül bulmak olmalıydı. Nihayetinde İslami Dayanışma Oyunları sadece Konya için değil ülkemiz için yapılan bir organizasyondu.
Az önce de ifade ettiğimiz gibi bu krizin sessiz sedasız atlatılmasının temel sebebi Konyaspor’un (hakkını yemeyelim arabam.com Konyaspor’un) İlhan Palut yönetiminde aldığı başarılı sonuçlar. Bunun ardında ise geniş perspektiften bakıldığında 1,5-2 yıldır uygulanan bir kadro mühendisliği başarısı var. Bu süreçte takım için çok önemli isimleri kaybetmesine rağmen bir biçimde bunların yerini doldurmayı başaran bir yönetim ve bunu olabildiğince hızlı bir biçimde takıma uyarlayan bir teknik heyet var. En somut örnek ise pek tabi ki Abdülkerim’in yerine monte edilen Francisco Calvo.arabam.com Konyaspor’un son iki yılına damga vuran oyun anlayışının en önemli ayağı olan pasla geriden oyun kurma vesert aynı zamanda teknik oyuncu kullanma ısrarının önemliparçası. Önümüzdeki yazılarda bu teknik detayları elbette fazlasıyla hem de derinleştirerek ele alacağız fakat şunu da söylemeden ilk yazımızı bitirmeyelim. arabam.com Konyaspor orta sahasında bir kayıp önemli bir değişiklik yok. Ancak Zymer Bytyqi’den sonra Robert Muric’in de diğer kanadı kullanması ile ligin en etkili ofansif kanat takımlarından biri olduk. Buradaki verimliliği ileri uçta kim skora yansıtacak sorusunu Muhammet Demir Fenerbahçe ve Giresunspor maçlarında kimsenin beklemediği biçimde cevaplayınca herkes bir ohhh çekti aslında. Fakat taraftar hala bu takımın forvetinin daha etkili ve farklı meziyetleri olan nitelikte olmasını ve senelerdir yüzünü güldürmeyen bu mevkinin tam anlamıyla dolmasını ümit ediyor. Mame Dioufbu hasreti giderir mi önümüzdeki haftalar bunu gösterecek fakat emin olduğumuz tek bir şey var o da; Uche Ikpeazu’nun oynasa da oynamasa da yüzümüzü güldüreceği.
Saygılarımla...